Zonguldak’ta yaşanan bir boşanma olayında, evini terk eden bir koca, yeni bir ilişkiye başlayarak birlikte sahip oldukları evi ve eşinin kredi çekmesiyle aldıkları arsayı satışa çıkardı. Kadın, bu durumu ailenin ekonomik durumunu tehlikeye atıldığı gerekçesiyle mahkemeye taşıdı. Mahkeme, kadının talebini uygun görerek kocanın satış yetkisine sınırlama getirdi. Olay, dava sürecinde yaşanan gelişmelerle birlikte ilginç bir hukuki mücadeleye dönüştü. İşte tüm ayrıntılar…
Zonguldak’ta boşanma kararı alan bir çiftin yaşadığı olay, Yargıtay’ın son kararıyla netlik kazandı. Koca, evi terk edip yeni bir ilişkiye başladıktan sonra, birlikte sahip oldukları mülkleri satışa çıkardı. Ancak, eşinin bu duruma tepkisi sert oldu. Kadın, kocasının evi ve arsayı satışa çıkarması nedeniyle ailenin ekonomik durumunun tehlikeye girdiğini öne sürerek mahkemeye başvurdu. İşte diğer ayrıntılar…
ZONGULDAK İLİNDE BOŞANMA KARARI ALAN ÇİFTİN YAŞADIĞI OLAY NETLİK KAZANDI
Dava, taraflar arasındaki anlaşmazlık nedeniyle Yargıtay’a kadar ulaştı. Yargıtay’ın verdiği son karar, dikkat çekici ve öğretici oldu. Koca, aldıkları evi ve eşinin kredi çekmesi sonucu sahip oldukları arsayı satarken, eşine danışmadan hareket etmesi ve bu durumun aile ekonomisini tehlikeye sokması, hukuki bir mücadeleyi başlattı.
Yargıtay, boşanma sürecindeki çiftin mülklerini satma konusundaki yetkilerini belirleme görevini üstlendi. Son kararda, kocanın bu satış işlemlerinde daha dikkatli olması ve eşinin onayını almadan mülkleri satmaması gerektiği vurgulandı. Ayrıca, ailenin ekonomik durumunu tehlikeye atacak adımların atılmasını önlemek amacıyla kocanın satış yetkisine sınırlama getirildi.
Bu olay, boşanma kararı alan çiftler arasında mülkiyet anlaşmazlıklarının nasıl hukuki bir mücadeleye dönüşebileceğini göstermesi açısından önemli bir örnek teşkil ediyor. Yargıtay’ın aldığı karar, boşanma sürecinde taraflar arasındaki mülkiyet konularının hassasiyetle ele alınması gerektiğini bir kez daha vurguluyor. Bu kararla birlikte, çiftlerin mülk satışı gibi önemli kararları alırken birbirleriyle iletişim halinde olmaları ve kararları ortaklaşa almaları gerekliliği ön plana çıkıyor.
Zonguldak’ta bir çiftin boşanma süreci, mülkiyet anlaşmazlığıyla birlikte dikkat çekici bir hukuki mücadeleye dönüştü. Adam, evini terk edip yeni bir ilişkiye başladıktan sonra, birlikte sahip oldukları evi ve kadının çektiği 98 bin avro kredi ile alınan arsayı satışa çıkardı. Kadın, eski eşinin bu satış girişiminin ailenin ekonomik durumunu riske attığını düşünerek, satışa kısıtlama getirilmesini talep etti.
Zonguldak 1. Aile Mahkemesi, kadının talebini haklı bularak kocanın satış yetkisine sınırlama getirdi. Ancak, davalı koca karara itiraz ederek dosyayı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesine taşıdı. Sakarya 2. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını kaldırarak davayı reddetti.
Mesele daha sonra Yargıtay’a taşındı. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, davalı kocanın satış yetkisine sınırlama getirilmesinin gerekliliğine hükmetti. Bu kararla birlikte, evin ve arsanın satışında kadının rızasının olması şartı belirlendi.
Olay, boşanma sonrası mülkiyet anlaşmazlıklarının nasıl karmaşık bir hukuki sürece dönüşebileceğini gösteriyor. Yerel mahkeme ve bölge adliye mahkemesi arasındaki farklı kararların ardından Yargıtay’ın net bir çözüm getirmesi, mülkiyet konularında hukuki belirsizliği ortadan kaldırdı. Bu olay, boşanma süreçlerinde mülkiyetle ilgili anlaşmazlıkların dikkatlice ele alınması gerekliliğini vurguluyor.
Zonguldak’ta yaşanan bir boşanma olayında, evini terk eden bir koca, yeni bir ilişkiye başlayarak birlikte sahip oldukları evi ve eşinin kredi çekmesiyle aldıkları arsayı satışa çıkardı. Kadın, bu durumu ailenin ekonomik durumunu tehlikeye atıldığı gerekçesiyle mahkemeye taşıdı. Mahkeme, kadının talebini uygun görerek kocanın satış yetkisine sınırlama getirdi. Olay, dava sürecinde yaşanan gelişmelerle birlikte ilginç bir hukuki mücadeleye dönüştü.
Boşanma kararı alan çiftin yaşadığı bu hukuki çekişme, Zonguldak’ta gerçekleşti. Kocanın, evini terk edip başka bir ilişkiye başlamasının ardından, çiftin birlikte sahip olduğu ev ve kredi ile alınan arsa satışa çıkarıldı. Kadın, bu mülklerin satışının ailenin ekonomik varlığını tehlikeye attığını düşünerek harekete geçti. Ailenin geçmişte birlikte aldığı mülklerin satışa çıkarılması, hukuki bir sürecin başlamasına neden oldu.
Dava süreci, Zonguldak 1. Aile Mahkemesi’nde son buldu. Kadının satışa kısıtlama talebi mahkeme tarafından kabul edildi ve kocanın satış yetkisine sınırlama getirildi. Ancak, davalı koca bu karara itiraz etti ve dosya Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi’ne taşındı. Bölge adliye mahkemesi, yerel mahkemenin kararını kaldırarak davayı reddetti.
Bu aşamadan sonra dava, Yargıtay’a taşındı. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, davalı kocanın satış yetkisine sınırlama getirilmesinin gerekliliğine hükmetti. Son kararla birlikte, çiftin birlikte aldığı mülklerin satışında kadının rızasının olması şartı belirlendi.
Olay, boşanma kararı alan çiftin mülkiyet anlaşmazlığının karmaşık bir hukuki süreç haline nasıl dönüştüğünü gösteriyor. Yargıtay’ın kararı, benzer durumlarla karşılaşan çiftlere örnek teşkil edebilir ve ailenin ekonomik varlığını koruma konusunda dikkatli olunması gerektiğini vurgular nitelikte.
