Gece sık sık öksürenler dikkat: O hastalığın ilk belirtisi olabilir

İmmünoloji ve alerjik hastalıklar konusunda uzman Profesör Dr. Zeynep Mısırlıgil, astımın dünya çapında 260 milyondan fazla insanı etkileyen kronik hastalık olduğunu ve her yıl 450.000’den fazla ölüme neden olduğunun bilindiğini söyledi. Dr. Zeynep Mısırlıgil, konuya ilişkin açıklamasında “Hastalık; Tekrarlayan öksürük, nefes almada zorluk, göğüste sıkışma hissi ve hırıltı gibi belirtilerle kendini gösterir. Bu semptomların tekrarlaması ve süresi astım belirtisi olabilir. Gece veya sabah saatlerinde öksürük ve nefes darlığında artış olabilir” ifadelerini kullandı.

İmmünoloji ve Alerji Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Zeynep Mısırlıgil, her yıl 450.000’den fazla ölüme neden olan astım hastalığı hakkında önemli bilgiler verdi. Prof. Dr. Mısırlıgil, 7 Mayıs Dünya Astım Günü münasebetiyle yaptığı konuşmasında 10 çocuktan 1’inde astım hastası olmasına rağmen erişkin yaş grubunda bu hastalığın görülme sıklığının yine daha düşük olduğuna dikkat çekti.

Prof. Dr. Zeynep Mısırlıgil, “Astımın erişkin yaş grubunda yüzde 5 ila 7 oranında görüldüğü bildiriliyor. GINA (Küresel Astım Girişimi) verileri kapsamında stım, dünya çapında 260 milyondan fazla insanı etkileyen ve her yıl 450.000’den fazla ölüme neden olan kronik bir hastalıktır.

Küresel alanda olduğu şekilde ülkemizde de her yıl Mayıs ayının ilk Salı günü bilimsel etkinliklerle “Dünya Astım Günü” olarak kutlanmaktadır. Astım atakları nedeniyle ölümleri önleyebilen bu hastalığın tanınması ve tedavi yoluyla kontrol altına alınmasının önemi konusunda doktorlar ve kamuoyunda farkındalık yaratmak amacıyla bilgilendirme toplantıları ve aynı zamanda da çeşitli etkinlikler düzenleniyor.” dedi.

“Astım atakları tedavi edilmezse ölüm riski olabilir”



Prof. Dr. Mısırlıgil, konuşmasının devamında astımın nedenleri ve belirtilerine ilişkin şu ifadeleri kullandı:

“Astımın ortaya çıkmasında genetik yatkınlık ve çevresel faktörler rol oynadığı gibi, ebeveynlerin alerjik hastalıklara ve astıma maruz kalması da çocuklarda astımın gelişme riskini artıracaktır. Hastalık tekrarlayan öksürükler, nefes almada zorluk, göğüste sıkışma hissi ve hırıltı gibi belirtilerle kendini gösteriyor. Bu semptomların tekrarlaması ve süresi astım belirtisi olabilir. Öksürük ve nefes darlığı gece veya sabahları artar. Şikayetler bir arada ortaya çıkmayabilir ancak belirtilerin giderek şiddetlenmesine astım krizi denir.

Atakların şiddetli olması ve hızlı müdahale edilmemesi durumunda ölüm riskinin bulunduğunu unutmamalıyız. Nöbetler dışında hastanın kendisini rahat hissetmesi ve herhangi bir şikayetinin olmaması gibi birçok çevresel faktör de hastalığın ortaya çıkmasında rol oynamaktadır. Bu faktörler polen, toz akarları, küf sporları, evcil hayvan döküntüleri, viral enfeksiyonlar dahil gıdalar, toplu eğitim, hava kirliliği, sigara dumanı ve işyerinde çeşitli maddelere maruz kalma gibi çeşitli alerjenlere bağlı şikayetlerin ortaya çıkmasına neden olabilir. Çocuklarda astım genellikle alerjilerle ilişkilidir, ancak yetişkin astım hastalarında alerjiler daha az görülür. Astım tanısı iyi bir öykü ve şikayetlerin değerlendirildiği muayeneye dayanır. Tanıyı koymak için solunum fonksiyon testleriyle tetikleyicileri değerlendirmeye yönelik çeşitli testler kullanılıyor.

“Hekim-hasta işbirliği çok önemli”



Kontrol sağlamak için hasta ve hekim işbirliği kritik önem taşıyor. Tedavinin amacı hastanın şikayet etmesini, hastalığın eğitim ve iş kaybına yol açmasını önlemektir. Tedavinin ilk adımı olarak hastaların patojenlerden uzak durması, en çok da obez hastaların sigaradan uzak durması, kilo vermesi, sağlıklı ve aynı zamanda da dengeli beslenmesi, solunan havanın temiz olması astımı kontrol altına almak için çok önemlidir. İnhalerler esas olarak tedavi amaçlı kullanılır. İlaçları doğru kullanmak ve doktorunuzun önerdiği tedavi rejimine uymak, hastalığın başarılı bir şekilde kontrol altına alınmasını sağlayacaktır. Hastalığın şiddeti ve ilerlemesi her hastada aynı görülmemektedir.

Aynı hastada zamanla değişiklikler meydana gelebilir. Astım tedavisindeki farklılıklar nedeniyle kullanılan ilaçların ve dozajlarının değiştirilebildiği dinamik bir tedavi protokolü uygulanmaktadır.Astım hastalığının tanı ve tedavisi, alanında uzman kişiler tarafından hazırlanan ve gelişmelere göre her yıl güncellenen uluslararası ve ulusal kılavuzların önerileri doğrultusunda gerçekleştirilmektedir.”

“Astım kontrol edilebilir”

Prof. Dr. Mısırlıgil, astım hastalarının tanı alırken korkmaması gerektiğini kayderken “Salgın kontrol altına alındığında hayatlarını istedikleri gibi yaşayabilirler. Hastalık onların spor yapmasına engel değil. Hatta yoğun sporlar bile yapabilirler. Günümüzde tedavideki ilerlemeler sayesinde ağır astım hastalarının hayat kalitesi iyileşti ve hastalık kontrol altına alınabiliyor” diye konuştu.

Exit mobile version